Tüm mekânları ile dünyayı ve uzayı ölçüp, modelleyerek yönetirken esas aldığımız, kullandığımız ölçüm aletlerinin de temeli olan metrenin zaman tüneline giriyoruz. Fransız ihtilaline kadar tüm dünyada birbirinden çok farklı uzunluk ölçüleri kullanılıyordu ve bu
durum, sosyal, ticarî ve resmî ilişkileri zorlaştırıyor, bazı karışıklıklara
sebep oluyordu. Osmanlı’da “berid”, “kulaç”, “arşın” gibi birimler kullanılırken, İngiltere’de 13.
yy’dan beri demirden yapılmış ve bir “yard” uzunluğu temel alan ölçüler kullanılıyordu. Bir “yard” her
yerde 3 “feet” ve 1 “feet” her yerde
12 “inç” kabul edildiği için İngiltere’de
bir ölçü karmaşası yoktu. Bu nedenle İngiliz Krallığı, Fransa’nın 1790’da
yaptığı ölçülerin standartlaştırılması
teklifine yanaşmadı. Bu işi tek başına
üstlenen Fransız Bilimler Akademisi,
tüm uluslarca kabul edilebilecek ölçü
sistemi belirleme çalışmasına başladı. 1791’de 1 metre, Ekvator-Kutup arasındaki bir boylam çemberi uzunluğunun
10 milyonda biri olarak tanımlandı.
Pratikte meridyen uzunluğu ölçülemediği için o zaman Akademi Paris’ten
geçen meridyenin Dunkirk-Barcelona arasındaki kısmını ölçerek, 1 metre
uzunluğunu buldu ve Fransa’da metrik
sistemin uygulaması başladı. Diğer taraftan, metrenin daha hassas belirlenmesi için Kral XVI. Louis,
1792’de iki mühendisi bir boylam çemberinin uzunluğunu ölçmekle görevlendirdi. Avrupa’da o zaman sürüp giden savaşlar arasında, iki
mühendisin ağır ve karmaşık
aletleriyle boylam çemberi ölçümüyle uğraşması, oldukça
zor olmuş, birkaç defa casus
diye tutuklanmışlardır. Bu iki mühendis 1798’de meridyen ölçümünü yüz binde üç hata payıyla tamamladı ancak dünyanın basıklığı yanlış bir değerle hesaba katıldığı için yeni
metre olması gerekenden 0.2 milimetre
daha kısa saptandı. Platinden yapılarak
saklanan bu 0.2 milimetreden kısa metre, 1799’dan itibaren 90 yıl uzunluk ölçü
birimi olarak yaygın bir şekilde kullanıldı. 1889’da standart metre platin iridyum
alaşımından yine aynı uzunlukta ve
milyonda bir hata ile yeniden yapıldı.
Bu metre 1889’da ağırlık ve uzunluk
ölçüleri uluslararası toplantısında kabul edildiği sırada, Ame¬rikalı fizikçiler Michelson ve Morley, metrenin
ışığın dalga boyu cinsinden yeniden
tanımlanabileceğini öneriyorlardı. Buna karşın,
platin iridyum alaşımı
olan standart metrenin
tam 71 yıl kullanı¬mına
devam edildi. Yeni öneriye göre metre, belli dalga boyunda seçilen bir ışığın dalga boyunun şu kadar
katı diye tanımlanacaktı. Fakat bilindiği üzere bir ışınım tayfında çok sayıda
ve ayrı ayrı görülemeyen birden fazla
çizginin birleşimiyle oluşan çizgiler olduğundan Metrenin yeni tanımında,
hangi koşullarda hangi madde ışınımının tayfındaki hangi çizginin dalga
boyu temel alınmalıydı? 1960 yılında
belli bir kripton izotopu içeren tüpten
salınan ışınımın tayfındaki en belirgin
çizgi temel alınarak, tayf çizgisinin dalga boyunun 165076373 katı alınarak bir
milyarda dört metre hata payıyla yeniden tanımlandı. Bu Dünyanın ekvator
uzunluğunun ölçümünde sadece 16
santim yanılgı yapmak demekti. 1960 yılında, yeni standart metrenin
tanımlanıp kabul edildiği yıl lazer keşfedildi. Lazer ışığıyla istenen dalga
boyunda ışınımın elde edilebilmesi ve
elde ediliş kolaylığı, standart metrenin
yeniden tanımlanması sorusunu yeniden gündeme getirdi.. Yeni öneriye
göre, aslında uzunluk ölçü birimi olan
metre, zaman ölçüsü cinsinden tanımlanmalıydı. Bu yeni tanımlama yapılana değin, yani 1983 yılına kadar mevcut
metotla ölçüm yapılmaya devam edildi. Bugün zaman, diğer tüm fiziksel büyüklüklerden daha doğru olarak ölçülebilmektedir. 1967’de zaman ölçümünde
sezyum saati (caesium clock) kullanılmasının standart ölçü olarak kabul edilmesinden sonra, zaman 300 bin yılda 1
saniye hatayla ölçülebilmektedir. Bugün ışık hızı için bulunan en doğru
değer, saniyede 299.792.458.6 metredir.
Yani 1 metre; ışığın 1/299.729.458.6 saniyede aldığı yoldur. Standart metrenin
zaman cinsinden bu yeni tanımı, 1983
Paris’te Ölçü Birimleri Uluslararası
Toplantısı’nda kabul edildi. Bugün total station, lidar/lazer tarama,
fotogrametri gibi işlerdeki tüm ölçümlerimizde ve yazılımlarda yaptığımız tüm
ölçüm, modelleme ve tasarım süreçlerinde esas alınan metre kavramı buna
dayanmaktadır. İngiltere’nin daha önce temelini attığı imperyal sistem ise metre
esas alınarak bazı kabullerle düzenlenmiş vaziyette ve metrik sisteme alternatif olarak hala bazı ülkelerde
kullanılmaktadır. Bugün birçok çizim/tasarım yazılımında
karşılaştığımız
metrik/imperyal seçeneği ve dönüşümü buradan ileri
gelmektedir. Bol bilimli günler...
Henüz yorum yapılmamış.