Tarih & Arkeoloji

12 Eser Depreme Yenik Düştü Tarih Olan Kültür

12 Eser Depreme Yenik Düştü  Tarih Olan Kültür
Paylaş

Şubat depremleri...Hepimizin fay hatlarını derinden sarsan, yıkan, sonsuz üzüntülere sevk eden, isyanların yankısının içimizi yakıp dağıttığı tarifi mümkün olmayan, binlerce yıl bu topraklarda, genlerimizde derin izlerle gelecek kuşaklara aktarılacak kahreden bir yaşanmışlık…

Aslında bu topraklar faylarla iç içe yaşamış, pek çok deprem pek çok uygarlığı yok etmiş, yaşanamaz hale getirmiş. Troya, Assos, Olympos, Efes, Hierapolis, Kekova, Sagalassos, Laodikya, Afrodisias, Rhodiasias, Aspendos, Halikarnas ve daha nicesi.

Öyle ki 6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen depremler ülkemizde büyük yıkım ve kayıplara yol açmanın yanında, meydana getirdiği büyük hasarlardan birisi de kültürel ve tarihsel varlıklarımız üzerinde olmuştur. Antakya’da bulunan Habib-i Neccar Camii gibi önemli tarihi eserler neredeyse tamamen tahrip olmuştur.

Bölgedeki kültürel miras pek çok açıdan önem arz etmektedir. Bu bölge, ilk modern insanın Afrika’dan çıkarak Avrasya’ya yayıldığında kullandığı rotanın üzerinde yer almaktadır. Dünyada tarım ve hayvancılığın ilk olarak başladığı bölgedir. Birçok bitki ve hayvan türü gibi buğdayın anavatanı da burasıdır ve ilk evcilleştirildiği coğrafya olma özelliğini taşır. Göbeklitepe, Karahantepe gibi GÖ 11 bin yıl önceye tarihlenen yerleşik avcı-toplayıcıların inşa ettikleri dikilitaşlı yapılar ve içlerindeki zengin sanatsal tasvirler dünyada bilinen en eski anıtsal mimarlık eserlerini teşkil eder. Daha sonra gelen Tunç ve Demir Çağlarında (MÖ 3000 – 1200) bölge, Fırat, Dicle ve Asi havzaları boyunca birçok erken dönem devlet ve krallığın merkezi haline gelmiştir.  Demir Çağı'nda Malatya, Kargamış, Karatepe gibi Geç Hitit şehir devletlerinin ortaya çıktığı bölge olma özelliğini taşır. Bölge Helenistik Kommagene krallığına ev sahipliği yapmıştır. Özellikle Zeugma gibi merkezlerle veya Hatay’daki Roma Dönemi mozaikleriyle kendini gösteren sanatsal nitelik ve zenginlik yoğun bir ticaretin ve ekonomik faaliyetin işaretidir.

Bölge ayrıca, dinler tarihi açısından da önemli bir merkezdir. Hristiyanlığın erken yayılımı için en önemli yerlerden biridir: Havariler Petrus, Yuhanna ve Pavlus bu bölgede faaliyet göstermişlerdir. Ortaçağ ve sonrasında çok etnisiteli ve dini çeşitliliğe sahip büyük merkezler (Ortodoks, Katolik, Protestan kiliseleri, Ermeni, Süryani, Kürt, Arap, Yahudi, Alevi toplulukları) bu bölgede bulunmaktadır. Selçuklu ve Osmanlı Dönemlerine ait kamu binaları (camiler, kervansaraylar, hamamlar, medreseler, köprüler), ayrıca 19. Yüzyıldan bu yana kullanılan ve Hatay Devleti meclis binası görevini gören tarihi yapı da yine bölgede yer almaktadır.

Bölge, UNESCO Dünya Kültürel Miras Listesindeki dört kültürel miras öğesine ev sahipliği yapmakta.  Bu kültürel varlıklar Malatya’da bulunan Arslantepe Höyüğü, Diyarbakır Surları ve Hevsel Bahçeleri, Göbeklitepe ve son olarak da Adıyaman’daki Nemrut Dağı’dır.

Deprem gününe yani 6 Şubat’a geri dönersek,  isyan ve çaresizliğimizde neler yapılabilir diye kafa yorarken HKMO’nun hemen sahaya inmesi ve Yer Çizenler Derneği’nin olağanüstü organizasyon kabiliyeti ile deprem bölgesinden uzak meslektaşlarımız acil ihtiyaç duyulan ilgili verilerin hızlıca üretilmesi için toplumun tüm kesimlerinin dahil olduğu OpenstreetMap tarafından sunulmuş, Humanitarian Openstreep Map üzerinden ilgili harita verilerinin oluşturulmasına odaklanan büyük bir işbirliğine dahil oldular ve 2 milyondan fazla harita öğesinin üretilmesine büyük katkı sağladılar. Bu öyle bir insanüstü aksiyondu ki, sunulan veriler acil müdahale için AKUT ekiplerine çıktı pafta olurken, diğer arama kurtarma ekiplerinin internetsiz telefonlarına pdf dosyalar olarak ulaştırıldı.

Bu faaliyet tüm hızıyla ilerlerken Ege Üniversitesi’nden Prof. Dr. Çiler Çilingiroğlu’nun sosyal medyada yapmış olduğu, deprem bölgesindeki kültürel mirasla ilgili neler yapabiliriz çağrısı tarafımca karşılık buldu ve gerçekleştirdiğimiz uydu verisi analizlerini kültürel mirasımız için de detaylandırılabileceği değerlendirildi. Çiler Hoca yine sosyal medyadan yaptığı çağrı ile 38 çoğunluğu arkeoloji öğrencilerinden olmak üzere, uzay bilimlerinden harita mühendisliğine, mimarlığa çok disiplinden 38 kişiden oluşan genç gönüllü ekibi, bölgedeki kültürel varlıkların veri tabanını oluşturmak üzere kolları sıvadı ve kısa sürede içinde toplam 1444 kültürel varlığın yer aldığı geniş bir veri tabanı oluşturdu. Her bir varlığın il, ilçe, ad, konum, dönem, tip bilgisi toplanmış olup, ayrıca ilgili varlığın deprem hasarıyla ilgili bir haber yayınlanmışsa bu bilgi de yine veri tabanında yer aldı.

Hasar derecelerinin belirlenmesinde radar uydularının deprem öncesi ve sonrası geçişleri için ayrı ayrı hesaplanan uyumluluk (İngilizce coherence) değerlerindeki değişim değerleri kullanıldı. Bir bina nesnesi herhangi bir değişme uğramadıysa, radar sinyallerine karşı benzer saçılma hareketi göstereceği var sayılmaktadır. Deprem öncesi uyumluluk değeri ile deprem sonrası uyumluluk değeri farklılık göstereceğinden ve saçılmanın dağınık olarak meydana gelmesi de yapının hasar durumuyla ilişkili olduğundan, meydana gelen değişimin seviyesi ortaya çıkmaktadır. Singapur Yer Gözlem Merkezi, araştırmacıların zamandan kazanmasını sağlamak ve ilgili paydaşlara sunmak üzere, uyumluluk değeri farklarını içeren öncül hasar verilerini kullanıcılara ve paydaşlara açmıştır. Bu verilerin tarafımızdan kullanılmasıyla öncelikle gönüllüler tarafından toplanan kültürel miras veri tabanı analiz edilmiş ve her bir varlığın hasar derecesi hesaplanabilmiştir.

Öncelikle UNESCO kültür mirası listesindeki yerler incelendiğinde, basına da yansıdığı biçimde Arslantepe Höyüğü kısmen hasar almış olup gerçekleştirilen uyumluluk değişimi analizlerinde de yüzde 10 altı bir değer göstermektedir. Nemrut Dağında bulunan Karakuş Tümülüsü yakınındaki üzerinde tokalaşma sahnesi olan stelli sütun tamamen yıkılmış olup radar uyumluluk analizlerinde hasar değeri yine gözlenmiştir. Göbeklitepe’de basında bir hasar yaşanmadığı belirtilmiş ve bizim incelediğimiz radar verileri uyumluluk değerlerinde de bir değişim görülmemektedir. Diyarbakır surları için de basında duvar yüzlerinde kısmen dökülmeler olduğu bildirilmiş, ilgili radar verileri de yüzde 20 derecesinde bir hasar göstermektedir.

UNESCO kültürel miras listesinden ayrı olarak özellikle Antakya merkez olmak üzere Hatay ili en çok zarar gören il olmuştur. Antakya’da bulunan Habib-i Neccar Camii, Rum Ortodoks Kilisesi, Antakya Ulu Cami büyük hasar görmüştür. Ayrıca Adıyaman, Malatya ve Kahramanmaraş’taki kültürel miras varlıkları da yine zarar görmüştür.

Gerçekleştirilen analizlere göre verisi toplanan 1444 varlık için bir genel değerlendirme yapılması gerekirse, bu analiz sonuçlarının bir öncül bilgi olduğunu ayrıca not ederek, Elazığ için toplam 119 kültürel varlık bilgisi toplanmış olup, radar verilerinde 21’inin hasarlı olduğu görülmüştür. Diyarbakır’da bilgisi toplanan 117 varlık için radar verilerinde 4’ünde hasar durumu gözlenmektedir. Bunlardan 3’ü basında haber olarak yer almıştır. Şanlıurfa’da daha sonra gerçekleşen sel felaketi hariç depremde tek sadece bir eserde hasar durumu gözlenmiştir. Malatya’da toplam 213 adet kültürel varlığın 63 adetinde, Adıyaman’da verisi toplanan 133 varlıktan 26’sında, Gaziantep’te toplam 88 varlığın 6’sında, Kahramanmaraş’ta 173 varlığın 51’i, Hatay’da kaydı tutulan 232 eserin 81’i, Osmaniye’de ise 76 varlığın 2’si radar verisi analizlerinde hasar görmüş olarak değerlendirilmektedir.

Depremde hasar alan kültürel mirasın ait oldukları ilk dönemler incelendiğinde en çok hasarı 132 adet ile Osmanlı Dönemine ait eserlerin aldığı görülmektedir. Tarih öncesinden Antik Dönem sonuna kadar arkeolojik alanlarda radar görüntülerinden hasar bilgisi tespit edilen 45 alan bulunmaktadır. Bizans ve Beylikler ve Selçuklu Döneminden 11 varlık hasarlıdır. Erken Cumhuriyet Döneminden toplam 27 varlık için hasar durumu gözlenmiştir. Bu analizlerde 195 adet yapının hasar durumu da rapor edilmiştir.  Çalışma Çin, İtalyan ve Alman kurumlarının sağlamış olduğu verilerle devam etmekte olup detaylı bir analiz ayrıca sunulacaktır.

Kültürel mirasımızın korunmasında ayrıca Antakya’dan meslektaşımız sayın Kenan Kantarcı’nın çabalarını da ayrıca not etmek gerekli. Hasar alan kültürel mirasın hatalı şekilde enkazının kaldırılması konusu da ayrıca üzerinde çalıştığımız bir konu olup, bu konudaki analizler de ayrıca gerçekleştirilmektedir. Sayın Kenan Kantarcı Antakya’da Meydan Cami karşısında ve Çeşme arkasındaki 654, 655, 656 numaralı parsellerde yer alan TESCİLLİ yapı molozlarının tasfiyesinin kepçelerle yapıldığını paylaştığı raporda detaylarıyla ortaya koymuştur. Öyle ki çalışmaları kontrol etmek üzere Kültür Bakanlığınca görevlendirilen personelin pafta zemin ilişkilerini kuramadıklarını, yanlarında bu ilişkiyi kuracak harita mühendisi görevlendirmediklerini vurgulamıştır.

Depremin kültürel mirasa yapmış olduğu hasarlar harita mühendisliği disiplini bilgi birikimini ve katkılarını arkeolog, kültürel miras uzmanlarıyla iş birliği ile ortaya konmakta ve yeniden canlandırılmasında en etkili meslek alanı olmakta. Bundan sonraki süreçte de çok yakında, bölgedeki yüksek hasarlı tarihi yapıların üç boyutlu modellerinin üretilmesi konusunda bir proje başlatılacak. Kültürel mirasımızı gelecek nesillere aktarmak için tüm gücümüzle çalışmaya devam diyorum.

Henüz yorum yapılmamış.

Yorum Yaz

Doğrulama: Lütfen işaretçiyi Ankara'nın üzerine sürükleyin.
İpucu: Yakınlaştırabilirsiniz. Hedef dairenin içine bırakın.